42,8044$% 0.17
50,1756€% -0.07
57,3020£% 0.06
5.971,32%0,28
4.339,44%0,11
11.341,90%0,06
Venezuela işçi sınıfının durumu, ülkenin ekonomik ve politik tarihinin dramatik bir yansımasıdır. Petrol rantıyla gelen refah döneminde ayrıcalıklı bir konuma sahipken, günümüzde hiperenflasyon ve ekonomik krizin en ağır yükünü taşıyan kesim haline gelmiştir.
1. Petrolün Yükselişiyle İşçi Sınıfının Doğuşu
(1920’ler – 1980’ler) Venezuela’da modern işçi sınıfının şekillenmesi, 20. yüzyılın başlarındaki petrol endüstrisinin gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.
* Rant Ekonomisinin Etkisi:
Petrol şirketleri, yabancı sermaye ve yerel elitlerle birlikte çalışsa da, ülkenin ekonomik can damarını oluşturan petrol tesislerinde çalışan işçiler, diğer sektörlere göre daha iyi ücret ve sosyal haklara sahip oldu. Bu durum, güçlü ve erken organize olmuş Petrol İşçileri Sendikalarının (Fedepetrol) ortaya çıkmasını sağladı.
* Sosyal Refahın Yükselişi:
Yüksek petrol gelirleri sayesinde devlet, kamu hizmetlerini genişletti. Bu, özellikle 1958’deki demokrasiye geçişin ardından, işçi sınıfının genel yaşam standartlarını yükselten, görece güçlü bir orta sınıf ve istikrarlı bir mavi yakalı nüfus yarattı.
* Sisteme Entegrasyon:
Geleneksel siyasi partiler (AD ve COPEI), işçi sendikalarını, CTV (Venezuela İşçileri Konfederasyonu) aracılığıyla siyasi sisteme entegre etti. İşçi sınıfı, bu Punto Fijo Paktı döneminde siyasi istikrarın bir parçasıydı, ancak artan yolsuzluk ve eşitsizlik, alt sınıfların sisteme olan güvenini sarstı.
2. Bolivarcı Devrim ve İşçi Sınıfının Kutuplaşması (1999 – 2013)
Hugo Chávez’in iktidara gelmesi, işçi sınıfını derinlemesine bölen radikal bir dönüşüm başlattı.
* “Dışlanmışların” Yükselişi:
Chávez, geleneksel siyasi sistemden dışlanmış, büyük şehirlerin Barrio’larında yaşayan yoksul ve kayıt dışı çalışan büyük kitleyi (“el pueblo” – halk) kendi siyasi tabanının merkezine koydu. Bu kitle, sosyalist reformların ve petrol rantının doğrudan kendilerine ulaşmasını sağlayan Misyonlar (Misiones) aracılığıyla ilk kez devlete entegre oldu.
* Sınıf Mücadelesinin Siyasallaşması:
İşçi sınıfı, hükümeti destekleyen Chavista’lar (Bolivarcılar) ve geleneksel sendikaları ve muhalefeti destekleyen Anti-Chavista’lar olarak ikiye ayrıldı.
* 2002 Petrol Grevi:
Geleneksel sendika liderlerinin ve beyaz yakalı petrol çalışanlarının başını çektiği bu grev, Chávez’i devirmeyi amaçladı. Ancak, Chávez, greve katılmayan mavi yakalı işçileri ve barrio sakinlerini mobilize ederek grevi kırdı. Bu olay, işçi sınıfı içindeki keskin ayrışmayı somutlaştırdı.
* İşçi Kontrolü Denemeleri:
Hükümet, kamulaştırılan şirketlerde işçi konseylerini kurarak “işçi kontrolü” modellerini teşvik etti. Ancak bu modeller, çoğu zaman bürokratik engeller, yönetim eksikliği ve siyasi atamalar nedeniyle beklenen verimi sağlayamadı.
3. Güncel Kriz ve İşçi Sınıfının Hayatta Kalma Mücadelesi (2013 – Günümüz)
Nicolás Maduro’nun iktidarı ve 2014’ten itibaren başlayan ekonomik çöküş, Venezuela işçi sınıfı için felaketle sonuçlandı.
Ekonomik Yıkım * Hiperenflasyon:
İşçi ücretleri, enflasyon karşısında hızla eridi. Asgari ücretler ve kamu çalışanlarının maaşları, temel gıda sepetini bile karşılayamayacak seviyelere düştü. İşçi sınıfı, fiilen dolarize olmuş bir ekonomide, değersizleşmiş yerel para birimi (Bolívar) ile ücret alarak yoksulluk sınırının çok altına itildi.
* Üretimin Durması:
Petrol ve sanayi sektörlerindeki yatırım ve bakım eksikliği, üretimin durmasına neden oldu. Bu durum, yüz binlerce işçinin işsiz kalmasına veya düşük verimli, kayıt dışı işlere yönelmesine yol açtı.
* İnsani Kriz ve Göç:
İşçi sınıfının birincil önceliği, mesleki mücadeleden hayatta kalmaya kaydı. Temel gıda, su, elektrik ve ilaç kıtlığı, başta genç ve nitelikli işçiler olmak üzere milyonlarca Venezuelalının komşu ülkelere (Kolombiya, Peru, Şili) ve diğer bölgelere göç etmesine neden oldu.
Güncel Eylem Biçimleri
Kriz, işçi sınıfı eylemlerinin niteliğini de değiştirdi:
* Ekonomik Taleplerin Önceliği:
Siyasi çatışma yerini, daha yüksek ücret, sosyal güvenlik haklarının korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi somut, sendikal taleplere bıraktı. Öğretmenler, sağlık çalışanları ve kamu sektörü işçileri, sık sık eylemler düzenlemektedir.
* Devlet Baskısı ve Sendikal Örgütlenme:
Hükümet, protestoları ve grevleri bastırmak için kamu sektöründe işten çıkarmalar ve sendika liderlerine yönelik tutuklamalar dahil olmak üzere baskıcı yöntemler uygulamıştır. Bu durum, bağımsız sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmaktadır.
* Gıda Yardımlarına Bağımlılık:
İşçi sınıfının büyük bir kısmı, hayatta kalabilmek için devletin dağıttığı gıda kutularına (CLAP) bağımlı hale gelmiştir. Bu bağımlılık, siyasi itaatin bir aracı olarak kullanılabilmektedir.
Sonuç
Venezuela işçi sınıfı, petrol zenginliği döneminde elde ettiği sosyal kazanımları, ekonomik çöküş ve siyasi kutuplaşma sonucu büyük ölçüde kaybetmiştir. Tarihsel olarak siyasetin merkezinde yer alan bu sınıf, bugün itibarıyla yüksek düzeyde yoksullaşma, bölünme ve göçle mücadele etmektedir. Venezuela’nın yeniden inşası, ancak işçi sınıfının gerçek alım gücünün ve sendikal haklarının geri kazanılmasıyla mümkün olacaktır.
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
7 işçi hayatını kaybetmişti! Fabrika davasında istenen cezalar belli oldu